anani kanguru gibi ziplatip sikiyorum

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Azerbaycan Cumhurbaşkanı yardımcısı Hacıyev'den özel açıklamalar

Azerbaycan Cumhurbaşkanı yardımcısı Hikmet Hacıyev, son günlerde çok konuşulan 'kanlı' Dağlık Karabağ meselesi ile ilgili Ahsen Melek Kocatürk'e özel açıklamalarda bulundu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı yardımcısı Hacıyev'den özel açıklamalar

 

Karabağ meselesiyle ilgili son günlerdeki gelişmeleri ve bu hadisenin başını kısaca sizden dinlemek istiyorum.

30 senedir beklenen bir gün deniyor… Ben cepheye gittim, oradaki askerler: "30 yıldır beklenen günü yaşıyoruz şu anda, cephede vatan aşkıyla gidiyoruz biz onların üzerine" diyorlar.

Konunun başındaki esas meseleyi ve böyle olma sebebini, Avrupa’nın duyarsız kalma ve göz yumma nedenini ve de bu bölgenin stratejik önemini anlatır mısınız?

30 yıldır Ermenistan, Azerbaycan halkına karşı bu taarruzu devam ettirmekte ve Azerbaycan topraklarını işgal altında tutmaktadır. Bu 30 yıllık süre içerisinde Minsk Süreci oldu ama nihayetinde bir sonuca varılamadı. Burada da gördüğümüz gibi işgal ve taarruz olmasına bakmaksızın asıl amaç, bu sürecin uzatılmasıydı. Yani süreç ne kadar uzatılırsa Ermenistan’ın işgali o kadar güç kazanacaktı. Görünen o ki; Ermenistan’ın niyeti bu sorunu barış yoluyla çözmek değil, anneksiya yapmak. Yani statükoyu daha da güçlendirmek ve Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarını benimsemek. Yani ilhak etme ve anneksiya etme siyasetini yürütmektedir. Son olarak da Ermenistan’da Paşinyan başa geldikten sonra zaten biz onun daha farklı bir siyaset yürütebileceğini düşünüyorduk. Çünkü Sarkisyan ve Koçaryan gibi öncekiler Azerbaycan halkına karşı savaşlara katılan ve aynı zamanda da savaş suçlusu olan insanlardı. Ancak Paşinyan’ın bir gazeteci olarak, bir medya-basın mensubu olarak farklı bir siyaset yürütebileceğini düşünüyorduk ama maalesef böyle olmadı. Biz ona birçok fırsat da verdik. 2018’de Bağımsız Devletler Birliğinin Duşanbe’de bir toplantısı olmuştu. O zaman kendisinin sayın Cumhurbaşkanımıza yaklaşarak “bu problemi çözelim, bana vakit lazım” dediğini de ayrıca hatırlatmak isterim. Biz onu da kabul ettik. Azerbaycan tüm süreçlerde yapıcı bir şekilde bu sorunu çözmeye çalıştı. Sonrasında ateşkesi daha da güçlendirelim dediler. Biz ona da olumlu yaklaştık. Peki bunun karşılığında ne gördük? Açıklamasında Karabağ Ermenistan’ındır dedi ve nokta. Bu artık diyaloğun bitmesi anlamına gelir. Onlar Karabağ derken yalnız Karabağ’ı değil, etrafındaki illeri de kastediyorlar. Sonra Ermenistan Savunma Bakanı, açıkça “bizim yeni askeri doktrinimiz; yeni topraklar yeni savaşlar” dedi. Yani onlar yeni savaşlar çıkarıp Azerbaycan’ın daha fazla toprağını işgal etme amacındalar. İstihbarat Bakanları ise açıklamasında bir karış toprağı bile geri verme niyetinde değiliz dedi. Yani bütün şansları, bütün fırsatları mahvetmiş oldular. Bir de Aralık ayında biz Azerbaycan-Ermenistan sınırında, Tovuz’da, Ermenistan’ın yine Azerbaycan’a bir taarruzuna şahit olduk. Bu sınırda ortaya çıkmış sıradan bir olay değildi. Bu, Ermenistan’ın planladığı ve bugün de devam eden büyük bir askeri operasyondu. Bunun da neticesi olarak, 27 Eylül’de yine Azerbaycan’lı sivillere saldırdıklarına şahit olduk. Bunun üzerine biz de böyle karar aldık, artık yeter dedik. Azerbaycan, barışa mecbur etmek için bu operasyonunu başlattı. Hedefimiz de işgal edilmiş toprakları işgalden kurtarmaktır. Ermeniler tarih boyunca Türk halkına yakın olduğu sürede hep huzurla yaşamıştır. Mesela burada şehrin içinde, Bakü’nün en güzel yerinde bile Ermeni kilisesi var. Azerbaycan Devleti restore ettirmiş, bakım yaptırmış. Her zaman aslında burada huzurla yaşıyorlar. Gizli müttefiklerinin oyununa geliyorlar galiba. Şimdi İran ve Rusya’yı onların arkasında gibi görüyoruz.

Rusya’yı bölgeye çekmek istiyorlar mı diyorsunuz?

Ermenistan’ın maalesef bugünle gelecekle değil daha çok geçmişle yaşamaya yönelik bir düşünce yapısı var. Yani, geçmişte Ermenilerin kolektif bir psikoloji olarak düşünceleri hala da yüzyıllar öncesinde kalmış, geleceğe bakamıyorlar. Bir sahte tarih yaratmışlar ve ona da hala inanmaya ve gerçekmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Mesela insana inanılmaz görünebilir ama hala büyük Ermenistan’ı kuralım, denizlerden denizlere geçelim mantığıyla yaşıyor bu insanlar. Bana göre onlar bunun gibi yalan arzularının kurbanı oldular. Ermenistan’ın bu siyasetine geldiğimizde ise tabii ki bu konuda da Ermenistan topraklarından Azerbaycan’a füze atışları yaparak siyasi ve askeri provokasyon amacını güttüler, burada da maksatları 3. tarafları sürecin içine dahil etmekti. Şimdiki Rusya’da da çok akıllı insanlar çalışıyorlar, onlar da çok güzel anlıyorlar. Birincisi, Azerbaycan ile Rusya arasında iyi bir ilişki var. Komşularla iyi ilişkilerin olması çok önemli. İkincisi, Rusya da Azerbaycan’ın stratejik önemini çok iyi anladı. Bunun Azerbaycan halkının davası olduğunu anlıyor, sadece devletin değil. Sizin de gördüğünüz gibi çocuk-büyük zengin-fakir demeden herkesin bir amacı var. Çünkü artık bu halkımızın bir talebi. Çünkü Rusya’daki ortaklarımız da bunun Azerbaycan halkının bir davası olduğunu ve herhangi bir hareketin Azerbaycan halkının hassas duygularına dokunabileceğini çok iyi anlıyorlar. O yüzden de Rusya çok dengeli ve temkinli bir konumda duruyor. Burada kardeş Türkiye için de, İran için de bilinmesi lazımdır ki; bölgede herhangi bir tansiyon artarsa bu herkes için rahatsızlık yaratacak bir konu. Bu yüzden biz gelecekte, kardeş Türkiye ile Rusya arasındaki işbirliği bağlamında bu problemi genel olarak çözmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bunu için de her iki ülkenin katkıda bulunması bizim için çok önemli. Ancak, kardeş Türkiye’nin masada olması lazım.

Kesinlikle. Peki, İsrail’le Azerbaycan arasında güzel bir ilişki var. Bu konuda İsrail de Azerbaycan’ın haklı olduğunu söylüyor mu, arkasında duruyor mu?

Evet, İsrail ile Azerbaycan arasında iyi ilişkiler var. Yahudi halkı ile Azerbaycan’lılar arasında, yani aslında Türk halkları arasında hep iyi ilişkiler olmuş. Yahudi halkı da bunu hiçbir zaman unutmamış. Mesela Avrupa’da engizisyon devrinde, onların memleket olarak sığındıkları yer Osmanlı olmuş, Türkiye olmuş. Tarihte bizde burada bir anti-semitizm hiçbir zaman olmamış. O yüzden tarihi bir bağlılıkları var. Bunun esasında da bugün İsrail ile Azerbaycan arasında iyi ilişkiler var. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz ve Azerbaycan’ın kardeş Türkiye ile de iyi ilişkileri var, İsrail ile de iyi ilişkileri var. Biz o yüzden dostumuz olan ülkelerin de birbirleri arasında dost olması için çok çalışıyoruz.

İsrail için Karabağ’ın bir özel bir önemi var galiba.

İsrail halkı her zaman, Yahudi halkının zor dönemlerinde Azerbaycan halkının onlara destek olduğunu görmüşler. Düşünüyoruz ki İsrail de bu mantıkla Azerbaycan’ı desteklemesi olabilir. Mesela kardeş Pakistan’ın da desteklemesi var, çok ülkeler var. Burada en esası hak ve adalet. Herkes hakkın ne olduğunu çok iyi anlıyor. Burada bu destekler de yalnız Azerbaycan olduğu için gelen destekler değil. Daha çok hukuku esas alan, adilliği esas alan bir yaklaşım var. Yani İsrail’in de yaklaşımı, kardeş Türkiye’nin de yaklaşımı kardeş olarak Azerbaycan’ı desteklemesinin yanında aynı zamanda mantıklı bir adillikten kaynaklanıyor. Bu anlamda Azerbaycan’ın davası hak davasıdır. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizim talebimiz Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılması.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Azerbaycan Devleti Cumhurbaşkanı birlikte Türk dünyasını harekete geçirebilirler. Biz böyle düşünüyoruz. Bu savaşta sizi en çok etkileyen olay nedir?

Bize en çok dokunan konulardan biri Ermenilerin sivil halkımıza saldırılarda bulunması. Gence’de bunu gördük. Bir-iki defa Gence’ye Scud füzeleriyle saldırıda bulundular. Zaten kendileri Scud füzelerinin ne kadar dehşetli bir silah olduğunu çok iyi biliyorlar. Onu kullanan insan da silahın hedefe neler yapabileceğini de çok iyi biliyor ama bunu da yaptılar. Bu Hocalı’dan gelerek Azerbaycan halkına karşı yapılan bir soykırım, terör ve Vandalizm politikasının bir devamı.

Bomba Gence’ye atıldı, sizin şehrinize. Biz gittik gördük orada gerçekten büyük bir felaket vardı. Sivil katliamına dünyanın susmasına ne diyorsunuz?

Bu her zaman böyle olmuş, çifte standartlar her zaman olmuş. Ermenilerin yaptıkları hep görmezden gelinmiş. Tabii ki bir sıra açıklamalar oldu, Avrupa Birliği ve benzeri bazı teşkilatlar tarafından. Ancak biz buna rağmen sivillerle savaşmayı istemiyoruz. Bizim niyetimiz de Ermeni sivilleri hedef almak değildir. Biz dövüş meydanında sözümüzü deriz. Azerbaycan askerlerinin de dövüş meydanında sözlerini söylediklerini ve demeye de devam ettiklerini düşünüyorum. Bugün de Sn. Cumhurbaşkanımız Zengilan’ın işgalden kurtarıldığını beyan etti.

Son olarak kardeş Türkiye medyasına ve her bir basın mensubuna da ayrıca teşekkürlerimizi bildirmek isteriz. Bu çağdaş savaşlar maalesef ki aynı zamanda enformasyon savaşıdır. Ermenistan tarafından da Azerbaycan’a karşı geniş bir kara propaganda yürütülmektedir. Bu yüzden Azerbaycan halkının sesinin dünyaya ulaştırılmasında, bu hak sesinin kardeş Türkiye vatandaşlarına ulaştırılmasında kardeş Türkiye medyası bizimle burada savaştadır, onlara da ayrıca teşekkürler… siz başta olmak üzere.

Tarih: 23-10-2020

FACEBOOK YORUM
Yorum