içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ÇGD Başkanı Güleryüzlü: Nitelik kalmadı

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Can Güleryüzlü, “Nesnelliğini ve bağımsızlığını yitirmiş bir medyanın toplumdaki güvenirliliği de gittikçe eksilere düşerken, bu durum temel sorunun kaynağı olmakta ve gazeteciliğe niteliksizlik hakim olmakta” dedi.

ÇGD Başkanı Güleryüzlü: Nitelik kalmadı

Güleryüzlü, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesinde iptal edilen ve yenilenen basın kartlarıyla ilgili ellerinde net bir veri olmadığını belirtti ve “geçen yılın Ekim ayı itibariyle son 5 yılda basın kartı iptal edilenlerin sayısı 3 bin 804 kişi 2015’te 863, 2016’da 927, 2017’de 590, 2018’de 709 ve 2019’un ilk 9 ayında 715” bilgilerini verdi.

ÇGD Genel Başkanı, basın özgürlüğünün Türkiye’de büyük ölçüde yok edildiğini ve medyanın büyük bir bölümünde propaganda, provokasyon ve manipülasyon amaçlarıyla yapılan gazeteciliğin bağımsızlık ve nesnellik ilkelerine zarar verdiğini ifade etti.

ManşetHaber’in Can Güleryüzlü’ye sorduğu sorular ve cevapları şöyle:

Türkiye’de basın özgürlüğü ne durumda?

Nesnel ve bağımsız habercilikle tarif edilmesi gereken ‘basın özgürlüğü’, Türkiye’de büyük oranda yok edilmiş durumdadır. Medyanın çok büyük kısmında gazetecilik, başta iktidarın dünya görüşü olmak üzere belli bir siyasi anlayışı temel alarak ya propaganda ya provokasyon ya da manipülasyon amacıyla yapılmakta. Bu da bağımsız ve nesnel haberciliğe her geçen gün yeni darbeler vurulmasına neden olmakta. Nesnelliğini ve bağımsızlığını yitirmiş bir medyanın toplumdaki güvenirliliği de gittikçe eksilere düşerken, bu durum temel sorunun kaynağı olmakta ve gazeteciliğe niteliksizlik, belli güç odaklarına bağımlılık, haklarını bile savunamayan örgütsüzlük hakim olmakta.

Tutuklu gazetecilerle ilgili farklı rakamlar var. Şu anda kaç tutuklu gazeteci var?

Tutuklu gazeteciler ile ilgili farklı kriterlere göre farklı listeler oluşturulmakta. Sarı basın kartını esas alan listeler olduğu gibi bunu dikkate almayanlar listeler de var. Bir basın kuruluşunda haber üretim sürecinin dışında yardımcı işlerde çalışanları dahil eden listeler de var. Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak biz, sarı basın kartını esas almamakla birlikte haber üretim sürecinde bulunmayı veya yetkili olunmasını tutuklu gazeteciler listemizde esas alıyoruz. Hangi kurumda ve hangi düşünceye sahip olduğuna bakmaksızın gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu bulunmak, listemize girmesi için yeterli neden. Bu çerçevede, internet sitemizde de yayımladığımız ‘cezaevindeki gazeteciler’ listemizde, 132 kişi bulunmakta.

Tutuksuz yargılanan gazetecilerin son durumu nedir?

Genelde tutuklu gazetecilerin durumu gündeme geliyor ancak sorunuzdaki gibi bir de her an tutuklanabilir gazeteciler var. Bu konuda sayı vermek imkansız. Çünkü her geçen gün, halkın haber alma hakkı çerçevesinde mesleğini yapan bir gazeteci hakkında mutlaka dava açılmakta. Yargı bu anlamıyla bugün gazeteciliğin üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanmakta. Tabii ki bu durumda gazetecilik, günlük bir iş faaliyetiyle sınırlı olmamakta, belli tehdit ve tehlikeler altında yapılan bir meslek haline dönüşmekte.

Gazetecilere en çok hangi gerekçelerle dava açılıyor?

Türk Ceza Yasası ile Terörle Mücadele Yasası kapsamında ‘hakaret’, ‘devletin gizli belgelerini temin ve açıklama’, ‘örgüte üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım’, ‘“terörle mücadelede görev almış kamu görevlisinin kimliğini açıklamak veya yaymak’, ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘terör örgütüne üyelik’ suçlamalarından dava açılmakta.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 2019’da çok sayıda gazetecinin basın kartını iptal etti, az sayıda gazeteciye basın kartı verdi. Yüzlerce kişinin kartı yenilenmedi. Bununla ilgili elinizdeki verileri paylaşır mısınız?

Bu konuda net bir veri olmamakla birlikte Cumhurbaşkanlığı yetkililerinin milletvekillerinin soru önergelerine verdiği yanıtlar var: Buna göre geçen yılın Ekim ayı itibariyle son 5 yılda basın kartı iptal edilenlerin sayısı 3 bin 804 kişi 2015’te 863, 2016’da 927, 2017’de 590, 2018’de 709 ve 2019’un ilk 9 ayında 715. Bunun yanı sıra bildiğiniz üzere Basın Kartı Yönetmeliği yenilendi. Geçmiştekinden de ağır hükümlerin yer aldığı bu yönetmelik, basın kartı iptalini kolaylaştırırken, alınmasını zorlaştırdı. Yönetmeliği yasa ve anayasa aykırılık savlarıyla Dernek olarak Danıştay’a taşıdık.

Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın oluşturduğu basın kartı komisyonundaki isimler de sorunun başka bir boyutu tarafsızlıkları tartışmalı iktidara yakın isimlerin seçildiği komisyonun, basın kartı başvurularını, objektif kriterlere dayalı değerlendirmeyecekleri kesin.

Gazetecilerin çalışma koşulları ve örgütsüzlüğü Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü karnesini nasıl etkiliyor?

Gazetecilik iş kolunda örgütlenme, en büyük sorunlar. Özellikle sendikalı gazeteci sayısı çok düşük. Son istatistiklere göre ‘Basın, Yayın ve Gazetecilik’ iş kolunda toplam 86 bin 268 kişi istihdam ediliyor. Bunların sadece 6 bin 507’si, oransal olarak da yüzde 7.5’i bir sendikaya üye. 1980’lerden itibaren medya patronlarının sendikal örgütlenmeye yönelik baskıları bugün hala sürmekte. En son örneği Hürriyet gazetesinde yaşadık ve 46 meslektaşımız sendikalı oldukları için işten çıkartıldı.

Örgütsüz bir gazeteciliğin biri görünen biri de görünmeyen iki büyük soruna neden olduğunu söyleyebiliriz. Örgütsüz gazeteci, özlük hakları konusunda ve özellikle işten çıkartılmanın ardından hak arayışında ciddi sorunlarla karşılaşmakta milyon dolarlara sahip işverenler karşısında haklarını istenilen düzeyde elde edememekte.

Örgütsüz gazeteciliğin görünmeyen belki de daha ağır olan tarafı ise, gazeteciliğin toplumsal ve kamusal bir iş olmaktan çıkıp bir kariyer mesleği haline dönüşmesidir. Halkın sesini duyurması, görünen gerçekliğin aktarılması sorumluluğundan uzaklaşan bir gazeteciliğin, gün geçtikçe varlık nedeninden de uzaklaşması kaçınılmazdır.

Türkiye’deki basın özgürlüğünün kapsamı dünyada nerede duruyor?

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF), 180 ülkeyi kapsayan ‘Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre, Türkiye 2019 yılında 157’nci sırada yer aldı. 2018 yılında da aynı sırada yer almıştık. Bu sıralamanın daha net anlaşılabilmesi için 2002’deki, yani AKP’nin iktidara geldiği yıldaki endekse bakmak faydalı olacaktır. Türkiye 2002 yılındaki endekste 99'uncu sırada yer alıyormuş. Son 18 yılda görüleceği üzere 58 basamak gerilemiş durumdayız. Şunu ifade etmek gerekir ki Türkiye’de basının durumu, söz konusu listede yer aldığı sıralamadan daha da kötü.

Medyada tekelleşme konusunda fikriniz nedir?

Medyada tekelleşme ve holdingleşme, bir kanser hücresi kadar sinsi ve yok edicidir. Hem kurumsal hem de anlayış olarak ‘tekçilik’ gazeteciliği yok eder. Aynı şekilde büyük sermaye gruplarının basın kuruluşlarına sahip olması, bu sermayelerin özellikle iktidarlarla girdikleri ilişkiler nedeniyle halka gerçekleri duyurma sorumluluğundan vazgeçmeleri anlamı taşıyacaktır. Gazetecilik gerçeğin ortaya çıkması için farklı düşüncelerin platformu ve herhangi bir şekilde sansüre uğramaması için bağımsız kimlikte olmalıdır.

Gazetecilik, istihdam açısından 2019 yılında ilerleme mi kaydetti yoksa gerileme mi?

Her geçen yıl biraz daha geriye gitmektedir. Son yıllarda aralarında Radikal, Habertürk, Vatan, Star gibi gazetelerin de bulunduğu basın kuruluşları, önce Ankara bürolarını kapattılar ardından da yayınlarına son verdiler. Bir örnek vermek gerekirse Akşam gazetesinde 10 yıl önce, 2009’da 20 muhabir arkadaşımız görev yaparken bugün bu sayı bugün 2’ye düşmüştür. Bu durum Ankara’daki büroların tamamı için geçerlidir.

Aynı şekilde birçok gazetenin Trabzon, Adana, Antalya büroları da kapatılmıştı. İstanbul’da eskiden her sayfa için bir editör istihdam edilirken bugün bir editöre 2, hatta 3 sayfa yaptırılmaktadır. TV’lerde de durum farklı değildir. Aynı kişiyi sabah bir alandan, öğlen ve akşam başka alanlardan yayın yaparken görebilmekteyiz. Bu bir anlamda gazetecilerin alan uzmanlaşmasına da büyük darbe vurmaktadır.

PORTRE / CAN GÜLERYÜZLÜ

Can Güleryüzlü, 1992 yılında Erzincan Lisesi’nden,1996 yılında ise Gazi Üniversitesi gazetecilik bölümünden mezun oldu. Güleryüzlü’nün meslek yaşamı 1997 yılında Ulusal Basın Ajansı’nda başladı. Bugüne kadar ANKA ve Özgür haber ajanslarında, Barem Dergisi, Radikal ve Karşı gazetelerinde çalıştı. Gazeteciliğin yanısıra gazetecilik meslek örgütlerinde de görev alan Güleryüzlü, ÇGD’de Ankara Şube Başkanlığı, Genel Merkez Genel Sekreterliği ile Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda (TGS) Genel Merkez Disiplin Kurulu üyeliği yaptı.

 

Tarih: 10-01-2020

FACEBOOK YORUM
Yorum